Varoluş, Ahlak ve Ölüm

Stok Kodu:
9786257030434
Boyut:
13,50 x 21,00 cm
Sayfa Sayısı:
142
Baskı:
1
Basım Tarihi:
Ocak 2021
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
130,00TL
97,50TL
9786257030434
445229
Varoluş, Ahlak ve Ölüm
Varoluş, Ahlak ve Ölüm
97.50
Yaşamın trajik unsurunu anımsatan her şey bir varoluş sorunudur. Can sıkıntısı, umutsuzluk, şiddet, kırılganlık ve intihar gibi eski dünyanın “ölümcül” farz ettiği küçük ve büyük günahlar, esasen insanlık tarihinin varoluşsal krizlere içkin olduğunu gösterir. Yaşam, temelde bir uyumsuzluktur. Bu farkı ve uçurumu hesaba katmayan her türlü yaklaşım insana yabancıdır. Modern dönemde bilimsel düşünce daha çok bedeni ve iktidarı korumaya hizmet ederken, varoluşsal eğilim dikkat ve hedefini aşkınsal bir boyuta taşımıştır. İnsanın dünyadaki serüveni herhangi bir ölçüye sığmamaktadır. Dünyaya gelen ve nihayetinde ölecek olan, merak eden ve ürperen, konuşan ve hisseden, o ölçüde acı çeken ve mutlu olabilen insan türü, mekanik bir işleyişin sınırlarına hapsedildiğinde ruhsal bakımdan iflas etmesi kaçınılmazdır. “Fiyasko” ile neticelenen sayısız yaşam bunun örneğidir. Başka bir yolda giden, varoluşun gizemini açık ve dürüstçe sorgulayanlar ise kendi iç seslerine kulak vermişlerdir: Simone Weil insanın sefaletine işaret etmiştir. Dostoyevski'nin kahramanları düşkünlüklerini ve uyumsuzluklarını sergilediği ölçüde şahsiyet kazanmışlardır. Kierkegaard'ın ironisinde her şeyi standartlaştıran ve birey ahlâkını oluşturamayan kalabalığın tehlikesi vardır. Bu yüzden Nietzsche daima güçsüz insanların kitlelere kabul ettirdiği güç oyunundan söz etmektedir. Yapıtları ve çevirdiği isimlerle yaşamı ve yolculuğunu özdeş kılan Mukadder Yakupoğlu bu çalışmasıyla düşünce dünyasına farklı bir yerden bakmaktadır. Tanıtım MetniTanıtım Metni
Yaşamın trajik unsurunu anımsatan her şey bir varoluş sorunudur. Can sıkıntısı, umutsuzluk, şiddet, kırılganlık ve intihar gibi eski dünyanın “ölümcül” farz ettiği küçük ve büyük günahlar, esasen insanlık tarihinin varoluşsal krizlere içkin olduğunu gösterir. Yaşam, temelde bir uyumsuzluktur. Bu farkı ve uçurumu hesaba katmayan her türlü yaklaşım insana yabancıdır. Modern dönemde bilimsel düşünce daha çok bedeni ve iktidarı korumaya hizmet ederken, varoluşsal eğilim dikkat ve hedefini aşkınsal bir boyuta taşımıştır. İnsanın dünyadaki serüveni herhangi bir ölçüye sığmamaktadır. Dünyaya gelen ve nihayetinde ölecek olan, merak eden ve ürperen, konuşan ve hisseden, o ölçüde acı çeken ve mutlu olabilen insan türü, mekanik bir işleyişin sınırlarına hapsedildiğinde ruhsal bakımdan iflas etmesi kaçınılmazdır. “Fiyasko” ile neticelenen sayısız yaşam bunun örneğidir. Başka bir yolda giden, varoluşun gizemini açık ve dürüstçe sorgulayanlar ise kendi iç seslerine kulak vermişlerdir: Simone Weil insanın sefaletine işaret etmiştir. Dostoyevski'nin kahramanları düşkünlüklerini ve uyumsuzluklarını sergilediği ölçüde şahsiyet kazanmışlardır. Kierkegaard'ın ironisinde her şeyi standartlaştıran ve birey ahlâkını oluşturamayan kalabalığın tehlikesi vardır. Bu yüzden Nietzsche daima güçsüz insanların kitlelere kabul ettirdiği güç oyunundan söz etmektedir. Yapıtları ve çevirdiği isimlerle yaşamı ve yolculuğunu özdeş kılan Mukadder Yakupoğlu bu çalışmasıyla düşünce dünyasına farklı bir yerden bakmaktadır. Tanıtım MetniTanıtım Metni
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat