Caliban ve Cadı

Stok Kodu:
9786258411638
Boyut:
13,50 x 21,00 cm
Sayfa Sayısı:
344
Baskı:
1
Basım Tarihi:
Şubat 2023
Çeviren:
Öznur Karakaş
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
288,00TL
216,00TL
9786258411638
428215
Caliban ve Cadı
Caliban ve Cadı
216.00
Tarihe ‘Cadı Avı Çağı' olarak geçen karanlık dönem, genellikle filmlere ve romanlara konu olmuş, popüler kültürün bir parçası hâline gelmiş Salem cadılık davaları aracılığıyla bilinir. Oysa okyanusun karşı yakasında yürütülen Salem davaları, aynı dönemde Avrupa'da yaşanan kıyıma kıyasla hikâyenin sadece çok küçük bir parçasıdır. Avrupa tarihinin yaklaşık 300 yıllık bir dilimine damgasını vurmuş cadı avı çılgınlığı, doğal, iktisadi ve toplumsal koşullarda meydana gelen ani değişimlerin, kimlik bunalımlarının ve ötekine yönelik müzmin düşmanlığın küçük bir kıvılcımla kitlesel bir histeriye dönüşüp Avrupa'yı en ücra yerlerine kadar küle çevirdiği bir yangının adı hâline gelmiştir. Silvia Federici, modern klasiklerden biri hâline gelmiş bu abidevi kitabında, okura bambaşka bir tablo sunuyor. Cadı avlarının, akıldışı korkuların yol açtığı dizginsiz bir deliliğin uç noktası olmadığını, o sıralar yeni oluşan kapitalist düzenin acımasız ve katı mantığının tamamen ‘akılcı' ve hesaplanabilir bir sonucu olduğunu gözler önüne seriyor. Topraksız bırakılan köylülerin isyanlarından kadın bedeninin işgücünü üreten bir kuluçka makinesi olarak görülüp kadının ev işlerine mahkûm edilmesine uzanan süreçte cadı avlarının kadınları değersizleştirmek, şeytanlaştırmak, onların toplumsal güçlerini ellerinden almak için başlatılmış planlı ve meşum bir girişim olduğunu haykırıyor. Cadıların yok olduğu işkence odalarında, kazıklarda, burjuvanın kadınlık ve eve bağlılık ideallerinin nasıl filizlendiğini anlatıyor. Toplumsal çalkantıların, açlığın, kıtlığın ve salgın hastalıkların tam ortasında, toplumlar çökerken kapitalizmin yükselişinin, bedenin bir direniş alanı hâline gelişinin, kadınların anlatılmayan hikâyesinin izini sürüyor. Tanıtım MetniTanıtım Metni
Tarihe ‘Cadı Avı Çağı' olarak geçen karanlık dönem, genellikle filmlere ve romanlara konu olmuş, popüler kültürün bir parçası hâline gelmiş Salem cadılık davaları aracılığıyla bilinir. Oysa okyanusun karşı yakasında yürütülen Salem davaları, aynı dönemde Avrupa'da yaşanan kıyıma kıyasla hikâyenin sadece çok küçük bir parçasıdır. Avrupa tarihinin yaklaşık 300 yıllık bir dilimine damgasını vurmuş cadı avı çılgınlığı, doğal, iktisadi ve toplumsal koşullarda meydana gelen ani değişimlerin, kimlik bunalımlarının ve ötekine yönelik müzmin düşmanlığın küçük bir kıvılcımla kitlesel bir histeriye dönüşüp Avrupa'yı en ücra yerlerine kadar küle çevirdiği bir yangının adı hâline gelmiştir. Silvia Federici, modern klasiklerden biri hâline gelmiş bu abidevi kitabında, okura bambaşka bir tablo sunuyor. Cadı avlarının, akıldışı korkuların yol açtığı dizginsiz bir deliliğin uç noktası olmadığını, o sıralar yeni oluşan kapitalist düzenin acımasız ve katı mantığının tamamen ‘akılcı' ve hesaplanabilir bir sonucu olduğunu gözler önüne seriyor. Topraksız bırakılan köylülerin isyanlarından kadın bedeninin işgücünü üreten bir kuluçka makinesi olarak görülüp kadının ev işlerine mahkûm edilmesine uzanan süreçte cadı avlarının kadınları değersizleştirmek, şeytanlaştırmak, onların toplumsal güçlerini ellerinden almak için başlatılmış planlı ve meşum bir girişim olduğunu haykırıyor. Cadıların yok olduğu işkence odalarında, kazıklarda, burjuvanın kadınlık ve eve bağlılık ideallerinin nasıl filizlendiğini anlatıyor. Toplumsal çalkantıların, açlığın, kıtlığın ve salgın hastalıkların tam ortasında, toplumlar çökerken kapitalizmin yükselişinin, bedenin bir direniş alanı hâline gelişinin, kadınların anlatılmayan hikâyesinin izini sürüyor. Tanıtım MetniTanıtım Metni
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat