Kadınca Bilmeyişlerin Sonu

Stok Kodu:
9789750532696
Boyut:
13,00 x 19,50 cm
Sayfa Sayısı:
196
Baskı:
2
Basım Tarihi:
Nisan 2022
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
175,00TL
131,25TL
9789750532696
436659
Kadınca Bilmeyişlerin Sonu
Kadınca Bilmeyişlerin Sonu
131.25
“Edebiyata kulak vermeden, feminizmin sesinin tam duyulamayacağına, sözünün tam anlaşılamayacağına ve feminizme ilişkin bir incelemenin eksik kalacağına inanıyorum. Bu metinlerin her biri, 1960'ların ve 1970'lerin sokağa taşamamış, içte kalmış sesidir. Hatta 1960'ların öncesinin de birikimi, birikmiş isyanıdır. Bu metinlerde yol alarak o dönemin siyasi atmosferini, toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde yaşanan çıkmazları/tıkanmaları ve elbette bu açmazlara karşı isyanı görmek mümkündür.” Duygu Çayırcıoğlu, Türkiye'de feminizmin henüz adının anılmadığı, anılsa da olumsuz şekilde anıldığı bir dönemde, feminist duyarlılığın edebiyatta yol alan güçlü dip dalgasına dikkat çekiyor bu kitapla. Kadınların siyasal ve toplumsal hareketliliğinin, görünürlüğünün arttığı fakat özerk seslerinin henüz gür çıkmadığı 1960-1980 döneminde, edebiyat evreninde bir önfeminizmin geliştiğini gösteriyor. Nezihe Meriç, Sevim Burak, Sevgi Soysal, Leylâ Erbil, Adalet Ağaoğlu, Füruzan ve Tezer Özlü'nün eserlerinde, erkek egemenliğinin ve ataerkil aile kurumunun nasıl sorgulandığını görüyoruz. Özel olanın gerçekten politik olduğunu ve kadınların hayatının nasıl daraltıldığını “canhıraş” tasvir eden bu eserler, aynı zamanda kadınların bu baskıya –bazen de “delilikle”- nasıl direndiklerini hikâye ediyorlar. Sevgi Soysal, Tante Rosa'yı “bütün kadınca bilmeyişlerin tek adı” diye tanımlamıştı. Kadınca Bilmeyişlerin Sonu, adı üstünde, kadınca bilinçlenmenin hikâyesini anlatıyor. Tanıtım MetniTanıtım Metni
“Edebiyata kulak vermeden, feminizmin sesinin tam duyulamayacağına, sözünün tam anlaşılamayacağına ve feminizme ilişkin bir incelemenin eksik kalacağına inanıyorum. Bu metinlerin her biri, 1960'ların ve 1970'lerin sokağa taşamamış, içte kalmış sesidir. Hatta 1960'ların öncesinin de birikimi, birikmiş isyanıdır. Bu metinlerde yol alarak o dönemin siyasi atmosferini, toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde yaşanan çıkmazları/tıkanmaları ve elbette bu açmazlara karşı isyanı görmek mümkündür.” Duygu Çayırcıoğlu, Türkiye'de feminizmin henüz adının anılmadığı, anılsa da olumsuz şekilde anıldığı bir dönemde, feminist duyarlılığın edebiyatta yol alan güçlü dip dalgasına dikkat çekiyor bu kitapla. Kadınların siyasal ve toplumsal hareketliliğinin, görünürlüğünün arttığı fakat özerk seslerinin henüz gür çıkmadığı 1960-1980 döneminde, edebiyat evreninde bir önfeminizmin geliştiğini gösteriyor. Nezihe Meriç, Sevim Burak, Sevgi Soysal, Leylâ Erbil, Adalet Ağaoğlu, Füruzan ve Tezer Özlü'nün eserlerinde, erkek egemenliğinin ve ataerkil aile kurumunun nasıl sorgulandığını görüyoruz. Özel olanın gerçekten politik olduğunu ve kadınların hayatının nasıl daraltıldığını “canhıraş” tasvir eden bu eserler, aynı zamanda kadınların bu baskıya –bazen de “delilikle”- nasıl direndiklerini hikâye ediyorlar. Sevgi Soysal, Tante Rosa'yı “bütün kadınca bilmeyişlerin tek adı” diye tanımlamıştı. Kadınca Bilmeyişlerin Sonu, adı üstünde, kadınca bilinçlenmenin hikâyesini anlatıyor. Tanıtım MetniTanıtım Metni
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat